Saturday, August 25, 2007

Çocuk ve Astım ve Resim: Önemli

Astım çocukluk çağında en sık görülen kronik solunum yolu hastalığıdır. Sadece solunum yolunun (burundan bronşların en sonundaki hava keseciğine kadar olan havanın geçtiği koridor) değil çocukluk çağının en sık kronik hastalıklarından birisidir. Bu sitenin “Çocuk Astım” bölümünde belirtildiği gibi hastalık sıklıkla alerjik doğaya sahiptir. Çocukların ortalama % 5-8 nin bu hastalığa hafifden ağır dereceye kadar sahip olduğunu belirtmek herhalde sıklığını anlamaya yeter. Hastalık doğası gereği çocukların oyundan, arkadaş çevresinden ve en önemlisi okuldan uzak kalmasına neden olur. Hele erken tanı konulmamış ve uygun tedavi edilmemişse bu mahrumiyet daha da artar. Bütün bunlar O’ nun gelişme evresindeki ruhunda bir yaradır. O yara ise yeryüzündeki en nadide varlık olan O’ nun vücudu gibi büyüyen ve gelişen ruhunun gelişimin engeller. Hatta biz sadece O’ nun hasta olan organlarına gözmüzü dikip ruhunu unuttukça bu daha da derin bir yara olur. Her gün kullanmak zorunda olduğu ilaçlar, kullanmayınca aileden ve doktorundan gördüğü reaksiyon, geçtiği hastane koridorları ve odaları……… Hepsi O ruhu, O benliği, O nadide goncayı biraz daha soldurur ve gelişiminde duraklama, yanlış yönlenmeye neden olur. Yaşam kalitesi de öyle. Bunları belki henüz yeterli hale gelmemiş dimağı anlatamaz. Yada anlatmak isetemez. Ama o nadide ruh kendi halini hakim olamadığı bilinç altını da katarak resimle tasvir edebilir.



Bu yazıdaki resimlerde işte siz bunları göreceksiniz. İlk resmi de en çarpıcı yönüyle hasta ve iyileşmiş halini tasvir eden bir çocuğumuza ayırdık.




Ben bütün kalbimle hayatları, mazlumlukları ve hastalıkları ile bizi eğiten; resimleri ile duygularını bizimle paylaşan astımlı çocuklarıma müteşekkir ve minnettarım. Uzun, hayırlı ve huzurlu bir ömrünüz olsun.




Sevgiyle ……



Doç. Dr. Hasan YÜKSEL
Celal Bayar Üniversitesi, Tıp Fakültesi
Çocuk Alerji Bilim Dalı ve Solunum Birimi

Saturday, July 21, 2007

Çocukluklarımızın Astımı Konusunda Onlara Verilen Sağlık Hizmeti Bir Afrika Ülkesinden Farklı Değil !!!

Hepimiz çocuklarımızı çok seviyoruz. Çünki onlar bizim herşeyimiz. Geleceğimiz. Onların sağlığı, sağlıklı bir gelecek ve kaliteli yaşama sahip bir toplum oluşturacak. Maalesefdir ki sağlıkları konusunda ne koruyucu hekimlik ne de uzun süreli hastalıkları anlamında yeterli hizmeti alabildiklerini söylemek pek mümkün değil. Bunun belki en büyük nedeni kanımca, sağlık hizmeti giderek geşisse de, bu sektörün henüz keşmekeşin devam ettiği hastane ortamı ve daha çok maddi getirinin ön planda olduğu muayenehane ortamının sağlıklı bir çocuk sağlığı hizmeti verememesinde yatıyor. Daha da vahimi bu hizmetlerin kalitesi ve doğruluğu konusunda ve uygunluğu konusunda hiç bir denetim yok. Bir çocuk özel bir muayenehanede yıllarca öksürük ve bronşit teşhisleri bir meslektaşımızca takip ediliyor. Ve yıllar sonra astımın organik ve psikososyal komplikasyonları ile geliyor karşınıza. Bir başka açıdan ise, sağlık bakanlığı bünyesindeki bir çocuk en ağır pnömoisi ile yada ağır astım atakları ile yetersiz tedavilerle en son noktada bir üniversite hastanesine gönderiliyor yada hasta ayrılıp bir başk akuruma gidiyor. Yapılan harcamalar için en yüksek ihtimam gösterilse de, zavallı çocuğun nadide bedeninde oluşan yanlış karar ve tedaviler sonucu gelişen organik hasarı ve ruhunda oluşan psikososyal travmayı düşünen, arayan soran ve hatta sorabilen olmuyor. Çok acı. Bu beni hep incitmiştir. Hala astımlı bir çocuk tedavi edilmediği için karşımıza büyüme geriliği ile gelebiliyor. Bunun nedeni bir muayenahanede yıllarca gereksiz antibiyoterapi alarak para kaynağı olarak kullanılması yada bir lokal hastanede her gelişinde ayrı hekim tarafından görülüp baştan savulması yada bir üst kurumda gereksiz kaprislerle gerekli konsultasyonların yapılmamasıdır.


Ben son zamanlarda yaşadığım vahim bir olayı bu yazıyı okuyan misafirlerimle paylaşmak istiyorum. İzmir gibi bir şehirde 2007 yılında yaşayan bir çocuk, maddi hiç bir problemi olmayan bir aile. Bu şehirde 2 tıp fakültesi, 3 sağlık bakanlığı eğitim hastanesi ve mebzul miktarda özel sağlık kurumu var. Ancak astımlı bir çocuğun çektikleri vahim. Bir babanın yardım istemek amacıyla çocuğu için doktor arkadaşına yazdığı ve bana yönlendirilen maili hiç bir katkı yapmadan aileden izin alarak size sunuyorum:


"Sevgili ............;


Öncelikle bana ayıracağın zaman ve zahmetinden ötürü çok teşekkürler.. Kızım Özge 4 veya 5 senedir Dr...........'ın koymuş olduğu astım tipi bronşiyolitten müzdarip. Başlangıçta ateşli bir soğuk algınlığı neticesinde ortaya çıkan siyonoz,taşikardi ağırlıklı gece sabaha kadar hırıltılı ataklarla, heran acile gidecek gibi alesta bekleten, kızıma ve bizlere heyecan ve üzüntü veren bu rahatsızlık;Tanrıya şükürler olsun ki eski şiddetini kaybetse de devam etmekte. Lafı fazla uzatmadan başlangıçtan bugüne uygulanan tedaviyi ve son uygulamalarımızı iletip senden yanıt bekleyeceğim.
Ventolin nebülatör tatbiki(klinikte 3 kez),3kez kortizon iğnesi tek doz, Hydrillin,Sekrol,antibiyotik şişe bitene kadar.Genel seyir krup tip önce kuru sonra bol ifrazatlı öksürük (sabah uyanınca ve uyku esnasında) nabız çok yüksek,sıkıntı nedeniyle yerinde duramama, hırıltılı ve zorlukla dışarı atılan nefes,gün boyu genel tablo sağlıklı gibiysede akşama doğru kötüye gidiş ,1 veya 2,3 gece sıkıntılı uyku,daha sonra iyileşme ancak öksürük 7-10 gün devamlı Ventolin şurup 3 kez,antibiyotik şişe bitene kadar, Sekrol, Hydrillin şurup (1 veya 2 kaşık gün boyu),kış öncesi devamlı grip aşısı Alerjik bir tepki şüphesiyle test yaptırmamız istendi,yaptırmadık.Gözlemim tamamen hava sıcaklığının düşmesiyle hastalığın hafif soğuk
algınlığı belirtileriyle(burun akıntısı)başlamasından ibaret. Bir yaz sezon sonu ani hava soğuması nedeniyle hastalık gözlemlendi. 13-14 ay boyunca Zaditen 2 mg.şurup,tbl verildi.Bırakalı 2 sene
oluyor. Bu sene soğuk havayla ilk yoklama oldu,Bactrim şurup,Ventolin ,Hydrillin ve
vitamin uyguladık.İkinci soğuk hava atağında belirtilerle birlikte denemek için bal,polen ve arı sütü karışımını sabah aç karnına az bir doz uyguladım;iyileşme tam olmasa da hastalık hafif gerileyip durdu.Sabah ve akşam az miktar uyguladım,hastalık belirtileri tamamen kayboldu
ancak sabah ve gece(sabah yoğun)bol ifrazatlı öksürük devam ediyor.Ek olarak belirtiler çok iken Ventolin şurup sabah v e gece yatarken uyguladım.

Şu tarihe kadar okul devamsızlığı 2 gün oldu.
Biraz uzunca bir gözlem aktarması oldu ise de amacım yorum yapılırken yardımcı olabilmek.
Ricam ,bu teşhisi koyan doktorumuzun büyüme ile bu hastalığın iyileşeceği yolundaki imasının ne denli doğru olduğu,broşiyolitin kızımda kalıcı hasara sebep olup olmadığı,birde tedavi şeklimizin sizlerce uygun ve kabul edilebilecek bir yöntem olup olmadığı olacak.
Bir kez daha teşekkürler.
Selam ve sevgilermle.Öpücükte Özge'den.
Ü.... P....."


Bu astımlı bir çocuk. Tedavisi ise çok kolay. Hele böyle bir sosyoküktürel varlığa sahip bir aile ile. Tedavi başlandı. Onbeş gün sonraki kontrolde mailin sahibi baba çocuğunun iyiliğini şöyle tanımladı: "Kızım bir melek gibi uyuyor".




İzmir gibi bir şehir, o şehirde 2 büyük tıp fakültesi, 3 eğitim hastanesi ve dahası.... Astımlı bir çocuk, muzdarip bir aile ve ......




Neye yarar ?






Doç. Dr. Hasan YÜKSEL
Celal Bayar Üniversitesi, Tıp Fakültesi
Çocuk Alerji Bilim Dalı ve Solunum Birimi



http://cocukalerjiklinigi.blogspot.com
http://www.cocukalerjiklinigi.com/


Sunday, March 25, 2007

Çocuklarımıza Dikkat: Allerji mevsimi erken başladı !!!

Bu yıl dünyamız giderek hızlanan ve hunharca devam, eden insan beyni ve eliyle gerçekleştirilen ekolojik zararlanmayı kaldırmadığını bize gösterdi. Hem de hiç şek ve şüphe duymayacak şeklide. Global ısı artışı ve tabii dengenin bozulması çok şeye malolacak. Maalesef. Bunun en vahim ceremesini de çocuklarımız çekecek. Giderek allerjik hastalıkların sıklığı ve ağırlığı olasılıkla daha da artacak. Ve biz neye yaradığını anlayamadığımız bu koşuşturmanın içinde dünyamıza verdiğimiz zararı arttırdıkça bu süreç daha da hızlanacak. Küçük, kapitalist ve egoist bir insan grubunun dünya hakimi olmak uğruna verdiği tatmin bilmez endüstriyel ve finansal savaşın cezasını çocuklarımız çekecek. O zavallı ve isteği dışında dünyaya getirdiğimiz; varlığımızın yegane nedeni, karşılıksız sevebildiğimiz, canımızı verebildiğimiz .... ve ne milletten olursak olalım aynı şeyleri haklarında düşündüğümüz çocuklarımız. Bizim çocuklarımız.


Global iklim ve çevre değişiklikleri atmosferik ısıyı beklenenin üstüne çıkardı. Bu nedenle yeşil ortamı sağlayan bitkilerin (çayır, çimen, ot, ağaç..) üremede erkek gametleri olan polenler atmosfere erken çıktı. Bu nedenledir ki polen alerjisine bağlı saman nezlesi, bahar nezlesi (= biz çocuk alerji uzamanları buna alerjik rinit deriz), alerjik göz nezlesi (buna da alerjik konjoktivit deriz) ve polene bağlı astım erken görülecek. Olasılıkla da bulguları çocuklarımız da bu yıl daha ağır geçecek. Burada çok önemli iki tehlike var: Bunlardan ilki ve en önemlisi bu alerjisi olan çocuklarımızın sıradan bir üst solunum yolu enfeksiyonuna bağlanarak hekimler tarafından sürekli gereksiz öksürük, nezle ilaçları ve antibiyotiklerle tedavi edilmesi. Hatta daha da vahimi erişkin göğüs hastalıkları, Kulak-Burun-Boğaz hastalıkları vs uzmanları tarafından izlenmeleri. İkinci bir tehlike ise alerjik çocuklarımızın tedavisinde kullanılan ilaçların gerekenden daha fazla ve biliçsizce kullanılmasıdır.


Bu nedenle lütfen sık ve süregen nezle-grip yakınması olan çocuklarınızda alerjik hastalık olabileceğini düşünün. Öküsürük yakınması olan ve can sıkıcı boyuta ulaşan çocukarda hele doktorunuz "bronşit" teşhisi koymuşsa alerjik astım olabileceğini düşünün. Bir başka yönü de düşünün: Tüm bu çocukluk çağı alerjik hastalıklarının erken teşhis konulduğu ve uygun izlendiği takdirde çok kolay tedavi edilebileceğini, yaşam kalitesini arttıracağını ve hiç bir zarar görmeyeceğini de bilin. Lütfen bu durumda bir çocuk alerji uzmanına başvurun. Burun alerjisi olan bir çocukda alerjik astımın da çok yüksek sılıkta olabileceğini unutmayın. Burun alerjisi olan bir çocuğunu KBB uzmanı değil, öksüren birçocuğun göğüs hastalıkarı uzamanı değil ... bir ÇOCUK ALERJİ UZMANI izlemelidir.


Çevrenin verdiği engellenemeyen şanssızlığı bir de siz çocuklarımıza yaşatmayın.


Çünki onlar herşeyimiz, geleceğimiz, neslimiz.....

Doç. Dr. Hasan Yüksel
Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi
Çocuk Alerji ve Solunum Bilim Dalı

Saturday, March 24, 2007

Çocuk ve Allerji

"Çocuk" erişkinin küçük hali değildir. Çocuk farklıdır ve ayrıdır. Büyüyen, gelişen ve var olma sürecini tamamlamaya çalışan bir dinamiktir. Bu dinamik süreçte her kronik hastalık sürecin sonunu etkiler. Çocukluk çağında “alerji” oldukça sık görülen bir hastalık grubunu oluşturmaktadır. Bu hastalık grubu başta bronşları (astım) ve ayrıca deri (egzema), göz, burun (alerjik nezle, bahar nezlesi..), barsakları (besin alerjisi) tutabilmektedir. Bu kadar geniş bulgu yelpazesine sahip olduğu için hastalığın ağırlığına göre bir çok hastalığı taklid edebilmektedir. Bu nedenlidir ki çok sıklıkla bu çocuklarımız teşhiş (tanı) konulamamaktadır. Hatta yanlış teşhisler konulmakta ve yanlış hekimlerce izlenmektedir. Bir çok astımlı çocuk sıradan bronşit teşhisleri ile defalarca antibiyotik ve ne işe yaradığını bilmediğimiz öskürük şurupları kullanarak, bir çok alerjik nezleli çocuk ise soğuk algınlığı teşhilseri ile yılları geçirilmektedir. Daha da vahimi bu çocuklar göğüs hastalıkları ve KBB uzmanlarınca izlenmektedir. Çocuk, çocuk hekimince izlenmelidir. Alerjisi olan çocuk da çocuk allerji uzmanınca izlenmelidir. Şu ana kadar ki çocuk alerji uzmanlığım döneminde gördüm ki bu hatalar en sıklıkla bu hizmetin en iyi yapılabileceği kentsel ortamda olmaktadır. Bunun faturası da çocuğunun sorunu ile baş edememenin verdiği vicdan azabı ile kıvranan başta annelerimizin ve sonra babalarımızın ızdırabı, acısı, karamsarlığı, umutsuzluğu, yaşam kalitesinin bozukluğu olarak çıkmaktadır. Ve belki de en önemlisi teşhis edilemeyen hastalığın çocuğun büyüme evresinde onda bırakacağı sekeller, yanlış tedaviler ile verilen organik ya da ruhsal zararlardır.
Kısa meslek hayatım boyunca bir baba olarak beni sıkça üzmüş olan en önemli detay bu olagelmiştir: Ailenin ızdırabı ve yaşam kalitesi. Bu nedenle bu blogun kurulma amacı karşılıksız olarak çocukluk çağındaki tüm alerjik hastalıklar ve alerjik hastalıkla ilgili diğer organ tutuluşlarına (üst ve alt solunum yolu, bağışıklık sistemi….) ait bulgular, teşhis yollarını, tedavi önerilerini sizlerin anlayabileceği dilde verebilmek, anne babaların soru ve sorunlarını paylaşmak, onlara elden geldiğince yanıt verebilmektir. Buradaki bilgilerin hiçbir şekilde kendi başına tedavi etmede kullanılmaması önerilir. Bu nedenle uzmanına başvurmaksızın yapılan tedavi ve girişim sonuçlarından sorumluluk kabul edilmeyecektir.